İlk God Of War oyununu askerden döndüğüm 2005 yılında Playstation 2’de oynamıştım. Kratos’un zincirli bıçaklarını salladıkça yaptığı hareketlerin estetiği, oyunun hikayesi ve kapıştığım düşmanlar beni çok etkilemişti. Üzerine zorlu düşmanları doğru tuş sırasıyla öldürme olayı insanı acayip gaza getiriyordu. İlk bölümü kısa sürede bitirdim, bir süre sonra tekrar oynadım; yine çok keyif aldım
PS Vita serileri de dahil olmak üzere tüm seriyi oynama fırsatı bulduğum için kendimi şanslı sayıyorum. Hepsiyle de güzel vakit geçirdim.
Yeni God Of War oyunu duyurulduğu zaman seyrettiğim trailerlarda Kratos’un yaşlandığını bir de yanında oğlunu görünce hayal kırıklığı yaşadım. Açıkçası pek bir beklentim yoktu; zaten oyun çıkar çıkmaz almadım. İndirime girmesini bekledim.
Oyuna başlayınca fena halde yanıldığımı fark ettim. İlk ciddi dövüş sahnesinde Kratos yine gaz bir şekilde düşmanlarını dövüyordu. Offf.. Çok mutluyum. Şu anda oyuna daha yeni başladım ve önümde uzun bir yolculuk var 🙂
3 Ocak 2021 Güncellemesi: Uzun yolculuk bitti 🙂 New Game+ modunda oyunun tüm görevlerini tamamlayarak Platinum Throphy kazandım. En çok Valkrie’ler ile savaşta ve Odin’in kuzgunlarını bulmakta zaman harcadım. New Game+’a geçtikten sonra tamamladığım Ares Zırhı çok işime yaradı.
Muhteşem bir yapım… Her saniyesinden keyif aldım.
25 Temmuz 2021: Yaz tatilinde God Of War’ın kitabını okudum. Oyunda büyük zaman ayırdığım kısımlar kitapta bir hayli kısa geçilmiş. Oyunda karşılaşılan düşmanların tasvirleri ise çok yetersiz anlatılmış. Bir Stephen King müdavimi olarak tasvirlerin zayıf olması beni kitaptan çok soğuttu. Önce oyunu oynayın, sonra kitabı okuyun derim.
