Stephen King’in okuduğum ilk romanıydı. 1995 yılıydı sanıyorum, Lise 1’inci sınıftayken Bora önermişti, hatta sakarya caddesindeki bir kitapçıdan birlikte aldığımızı hatırlıyorum. O zamana kadar kitap okumak benim için o kadar önemli bir konu değildi. Bu kitap sayesinde hayatıma Stephen King kitapları girmiş oldu. Bu konuda Bora’ya çok şey borçluyum. Müzik konusunda da Bora’ya çok borcum var ancak o başka bir yazının konusu 🙂
Bu kitapta siyahlı adamın peşinde koşan silahşor Roland Deschain’i tanıdım ve onunla uzun (7 kitaplık) bir yolculuğa çıktım. Silahşor Roland’ın hikayesi bir hayli ilgi çekici. Roland’ın geçmişi hakkında bilgi edindikçe karakteri daha çok sevmeye başladım. Merak uyandırıcı ve güzel bir kitaptı.