XCOM

XCOM’u ilk keşfettiğim zaman henüz Lise 1’deydim. 1995 yılında Cem’den 4 disketlik bir oyun olarak almıştım. O zaman 486 DX4-75 işlemcili bilgisayarımda oynamıştım. İlk seferinde oynanışını tam kavrayamadığım için pek keyif vermemişti. Geoscape denen bir ekranda ufolar saldırıyor, dünya haritası üzerinde saldırıya karşı koymaya çalışıyordum. Derken bir gün Cem’le konuşurken “Olm, askerlerini enkaza göndersene” demesinin ardından yaptığım denemede oyun bambaşka bir şekle büründü. O zaman oyunu silmeyi düşünürken şimdi serinin tüm oyunlarını oynamış oldum.

Okumaya devam et “XCOM”

Sakin bir Pazar günü, bisiklet turu için ideal

Pazar gününün sakinliğini seviyorum. Cumartesi gibi değil, sokaklar sakin. Bisiklete binmek daha zevkli ve güvenli.

Bu videoyu Sony’nin Playmemories uygulaması ile düzenledim. Fon müziği olarak da programın içinden ücretsiz çıkan 7 müzikten bir tanesini kullandım. Youtube’a yükleyince bu müzik için lisanssız kullanım nedeniyle kayıt açtı. Playmemories kullananlar dikkatli olsun.

Okumaya devam et “Sakin bir Pazar günü, bisiklet turu için ideal”

Harici mikrofon testi

Kullanmakta olduğum Sony FDR X-3000 aksiyon kamerasının harici mikrofon çıkışına Hepsiburada’dan 30 TL ya aldığım yaka mikrofonunu taktım. Mikrofonun ses alan kısmını ise Egzost borusunun yakınına yapıştırdım. Hem rüzgar sesi gitti, hem de motorun sesi daha belli oldu.

Semt pazarı kalabalığında bisikletle tur atmak

Cumartesi günü Çayyolu’nun semt pazarı kuruluyor. Bizim o taraftaki tüm yollar araba doluyor. İlginçtir, pazara giden araç sahipleri de değişik bir psikolojiye giriyorlar. Abuk sabuk yerlere park edip, saçma sapan hareketlerle trafiği birbirine katıyorlar. Zaten insanlar araba kullanırken iki kat daha saygısız ve ukala oluyor. Bi de şu pazar psikolojisi hiç çekilmiyor.

Okumaya devam et “Semt pazarı kalabalığında bisikletle tur atmak”

Yeni Zincir Testi

2009 yılından kalma emektar bisikletimin bakımlarını yapsamda artık parçaları eskimeye başladı. Bu yaz ön lastikten sonra da zincir sıkıntısı yaşadım.

Bisikletimin zincirini yağlarken baklalardan birinin bir şekilde eğildiğini farketmiştim. Götürdüğü yere kadar artık diyerek kullanmaya devam ettim. Buraya kadarmış, haftasonu eğildiği yerden koptu ve eve yürüyerek dönmek zorunda kaldım.

Okumaya devam et “Yeni Zincir Testi”

Tomb Raider

Tomb Raider ile ilk tanışmam PC Magazine Türkiye dergisinde bir inceleme ile oldu. 1996 yılıydı sanıyorum, dersaneye gidiyordum. İnternet Cafe olayı yeni duyulmaya başlamıştı. Benim bilgisayarımın işlemcisi 486 DX4-75 olduğu için zamanın 3D oyunlarını oynayamıyordum. Ankara Tandoğan tarafında bilgisayar eğitimi veren Teknobil adında bir yer vardı. 3 arkadaş girdik içeriye; biz eğitim istemiyoruz, oyun oynamak istiyoruz dedik. Adam (adını hatırlayamadım malesef) boş bir odaya aldı bizi ve Pentium 166 MMX işlemcili bir PC’ye oturttu. Biz OHAAA!! Pentium 166 MMX modunda ağzımız bi karış açık oyunu yüklemeye başladık. Oyun başladı, kafayı yiyeceğiz. Grafikler hiç görmediğimiz şekilde 3 boyutlu. İnanılmaz bir görsellik. Pentium 166 MMX işlemcide resmen uçuyor. 3 arkadaş çılgın gibi Tomb Raider oynamıştık.

Okumaya devam et “Tomb Raider”

Driveclub

Uzun bir süre Playstation 4’de yarış oyunu açlığı çektim. Yarış oyunlarını çok severim, ama Driveclub’a kadar doğru dürüst bir oyun bulamadım. Tanıtım videolarını seyrettikten sonra beklediğim oyunun bu olduğuna karar verdim ve ön siparişte oyunu satın aldım. Simülasyon kısmı hafif kalmış, arcade tarafı daha ağır basıyordu. Araç sayısı ilk çıktığında çok değildi, sonradan içeriği zenginleştirdiler ancak bu içeriğin de çoğu ücretli oldu.

Okumaya devam et “Driveclub”

Killzone

Killzone’u eskiden beri bilirim ancak oynama imkanım olmamıştı. Genelde Youtube’da videolara bakıp grafik kalitesine hayran olarak seyrederdim. Playstation alacağım zaman ilk alacağım oyun Killzone olacak şeklinde bir hedef koymuştum kendime. 

Gün geldi, emektar PC’mi satıp Playstation 4 aldım. Killzone Shadow Fall’da PS4 alırken aldığım ilk oyun oldu. Kutulu olarak almıştım, halen saklıyorum. Oyunun da Türkçe olduğunu bilmiyordum, sürpriz olmuştu 🙂

Okumaya devam et “Killzone”